DOKSAN+3 EGE’DE FUTBOL
Bülent Buda: Sıralamada ikinci Bandırma ile Göztepe arasındaki puan farkı 4…
3 puanlık oyunda çok önemli bir fark değil. Ama taraftar mutsuz. Neden? Ağır oyundan. Teknik sorumlu Kokovic’in istifasını istiyorlar. Lakin takım maçı kazanmış. İşte öyle bir taraftar profili. Oyundan mutlu değilse tabelayı ıskalayabiliyor. Neyse Ogün’ün vuruşu namlunun ucunu terk etmiş mermi gibiydi. Üstelik bir de doksana yöneldi meşin yuvarlık. Ağlarla kucaklaştı adeta. Mama Diouf gol pozisyonunu en çok kollayan ve gollük fırsatlarla buluşan oyuncuydu. Yani arayan buluyordu da final dokunuşları bitirici değildi. Palmer’ın oyunda adı kaç kez geçti? Sayamadım. Hiç yoktu! Tijanic, Palmer ve Yalçın üçlüsü oyuna ağırlıklarını koyamazlarsa ataklar eksik ve yetersiz kalır. Konuk Adana’nın ilk atağı 61. dakikada.
66. dakikada da üçüncüsü. 76. dakikada bir tane daha. Hepsi bu, 3 adet… Neyse alınmış bir galibiyet, kazanılmış 3 puan yazıyor tabela. Kutlamak, tadını çıkarmak gerek.
Fatih Tanfer: – Göztepe, Adanaspor karşısında 3 puanı aldı zirveye göz kırptı. Göztepe ilk yarıda oyun planını kazanmak üzerine kurmuştu. Çok koştu ve mücadele etti. Yunus Emre’nin yaptığı ortalarla Diouf’un baskısı etkiliydi. Bu yarıda Göztepe’nin topla oynama oranı oldukça yüksek. Ayrıca Göztepe, Adana ceza sahası içinde 14, Adanaspor ise Göztepe ceza sahası içinde hiç topla buluşamadı.
– Yetenekleri kısıtlı oyunculara fazla bir şey öğretemiyorsun. Örnek Yalçın, iki defa en az 20 metre top sürdü ve Adana ceza alanına yaklaştı. Verkaç yapmadı. Artık bu seviyeye gelmiş oyuncuların futbolun basit kurallarını uygulaması gerekiyor.
– Yunus Emre ortaladı, Ogün jeneriklik bir gol attı. Göztepe baskıyı artırıp pozisyon kovalayacağına geriye çekildi. Adanaspor 10 kişi kaldıktan sonra maçın mutlak hakimi oldu. Göztepe ise yan top, kısa paslar ile rakibin üstüne bile gidemedi.
– Diouf’un oyundan çıkarılması büyük hataydı. Rakibe baskı yapıyor iki stoper yanından ayrılmıyordu. Kubilay oyuna girdikten sonra oyuna katkısı olmadı. Tribünden maçı izlerken taraftarların gol yememek için yaptığı totemleri gördüm.
– 90+4’de kaleci Lis’in harika kurtarışı olmasa sahadan beraberlikle ayrılacaktı. Göztepe’nin gücü var, elinde etkili kadrosuda var. Ancak kadro mühendisliği açısından dikkat edilmesi gerekiyor. Umudum gerekli dersler çıkarılıp, eksik yönlerini tamamlanması. Göztepe zorlaşan, her takımın birbirini yendiği bu ligde güçlü taraftarıyla Süper Lig sevdasından asla vazgeçmeyecektir.
Mehmet Demirtaş: Geçen hafta Manisa FK’dan son dakika golüyle gelen galibiyetin takıma pozitif etkisi olduğu bir gerçek.
Adanaspor karşısında özellikle ilk yarıda oynadığı baskılı oyunu tam anlamıyla keyif vermese de gelecek adına umutla bakmamızı sağlıyor. Teknik heyet geçtiğimiz hafta 3 puana uzanmasında büyük pay sahibi olan Celil hariç kazanan takım dizilişini bozmadı. İlk yarıda baskın ve topla daha çok buluşan Göztepe, Diouf’la bir çok pozisyondan da yararlanamadı. Ogün’ün bireysel yeteneğiyle birleştirdiği harika vuruşu ağlarla buluşunca Göztepe, Gürsel Aksel’de ilk galibiyete uzandı. Sarı kırmızılılar bu sezon değişik istatistiklere de imza atıyor. 7 maçta 5 gol attı ve gol sayısını 2’ye çıkardığı maç yok. Atılan 5 golün 3’ünün asistini yapan oyuncuya ilk maçlarda forma şansı dahi verilmedi. 10 kişi kalan rakibi karşısında daha baskılı ve de gol sayısını artırmalıydı. Ama olmadı. Haliyle cefakar taraftarlar isyan etti. Günümüz futbolunda goller çok kısa sürede atılıyor. Artık geriden oyun kurarken bile oyuncuların duracağı yerler, pasın geçiş oyununda kimlere temas edeceği, kimlerin nereye koşu yapacağı bile belli. Göztepe ikinci bölgede kazanılan toplarda geriye doğru paslaşmayı tercih ediyor. Orada artık üçüncü bölgeye ekstra oyuncuların dikine koşu yapması, ceza sahası içine final pasları görmemiz gerekir. Maalesef bu konuda eksiklik çok.
Sırada Boluspor var. Ardından ise milli ara. Bu konular üzerinde takımın beraber çalışma şansı mevcut. Özellikle hücum organizasyonları üzerine fazlaca eğilmeliler. Kendi sahasında coşku var. Pozisyonlarda buluyorlar ancak lig uzun maraton. Oyun anlamında Göztepe’nin gelişmesi gerekiyor. Tatsız maç, tatlı 3 puan. Devamı gelsin…
Asla vazgeçmeyenler
Bülent Buda: Kim ne derse desin. Yaşadıkları ve soludukları koşullarda dış sahada yarışmacı bir oyun sergileyip maçı kazanacak düzeye ulaşmak azımsanmayacak bir başarıdır. Hem kazanabilecekleri hem de kaybedebilecekleri bir gündü.
İbrahim, Tolga, Zeki, Ceyhun, Marco… 90 dakika sahadalar!
Durmuyorlar, koştukça da açılıyorlar. Ağabey sen de bunları çok övüyorsun, abartıyorsun diyenler olabilir. Beyler mal meydanda…
Birlikte yarıştıkları gençlere bu denli yol gösterici futbolcular az bulunur. Onlara büyük saygı duyuyorum. Bu oyuncuların bütünüyle çok zorlanacakları, yorgun düşecekleri, sevinci ve üzüntüyü birlikte yaşayıp paylaşacakları maçları elbette olacak. Ama görüyorum ki vazgeçmeyecekler. Sonuçlar ne olursa olsun, Altay’ın bu oyuncu grubu hep sevilecek onlara saygı duyulacak. Futbol hislerin oyunudur. Hissettirdikleriniz, hissettiklerimizdir.
Fatih Tanfer: – Altay Giresun deplasmanında takım halinde büyük mücadele etti. Oyunun kontrolünü ele geçirdi. Rakip savunmayı güç durumlarda bıraktı. Ancak Giresun kalecisi Erkan yaptığı olağanüstü kurtarışlarla bir puanda en büyük pay sahibi oldu.
– Altay maç boyunca baskılı oynamaya çalıştı. Ceyhun, Zeki, Salih ve Ali’nin enerjileri üst düzeydi. Ceyhun’un 77. dakikadaki kafa vuruşu gol olsa iyi oyununu taçlandıracaktı.
– 39. dakikada Marco’nun şutunda önce verilen daha sonra VAR’dan iptal edilen penaltı kararı herkes gibi kafamı karıştırdı.
– Altay kalecisi Eren her geçen gün daha çok güven veriyor. İbrahim yine bütün gücünü sahaya yansıttı. Futbol böyledir. Bu kadar golleri kaçıran Altay, uzatmalarda Yusuf ihracı göze alıp rakibini durdurmasa sahadan belkide mağlup ayrılacaktı.
– Altay’daki özgüven ve inanç her geçen gün artıyor. Bir de hücum gücü artarsa Altay’ın çok daha iyi sonuçlar alacağına inanıyorum.
Mehmet Demirtaş: “Sadakat, sadece güçlü ruhların cesaret edebileceği bir tercihtir.” Ne güzel söylemiş Paulo Coelho…
Altay’ın gerek sahadaki gerek yedek kulübesinden gelen oyuncu grubu geçen sezondan beri bir onur savaşımı veriyor.
Sadakat ile aidiyet duygularını en derin şekilde yaşıyor ve de yaşatıyorlar. İçinde bulundukları güçlükleri biz bu satırlarda gücümüz yettiğince dile getirmeye çalışıyoruz. Ancak Altay’ın camia büyükleri hala sükunetini korumaya devam ediyor.
Her şeye rağmen sahadaki mücadeleleri takdiri hak ediyor.
Altay, Giresun’da kendisi gibi alt sıralardan kurtulmanın yollarını arayan rakibinden 1 puanı söktü aldı.
Özellikle maçın son bölümünde genç Yusuf, yaptığı bireysel hatanın faturasını ise direkt kırmızı kartla ödese de takımının puan kaybetmesine fırsat vermedi. Mevcut konumdaki Altay’ın topladığı her puan çok kıymetli.
Umut ediyoruz ki Altay’ın içinde bulunduğu darboğazdan çıkış yolu bulunacaktır. O zamana kadar asla vazgeçmeden, savaşmaya devam Büyük Altay…
Omuz omuza olduğunuzda hiçbir güç önünüzde duramaz.