Tüm dünyanın gözü kulağı Filistin’de yaşanan trajedide. Masum ve sivil insanların ölümleri büyük endişe oluştururken herkesin aklında sivillerin bölgeden nasıl tahliye edileceği sorusu var.
İsrail’in abluka altına aldığı Gazze Şeridi’nin dünya ile tek bağlantı noktası Mısır ile sahip oldukları kara sınırı. Dolayısıyla kökensel olarak Filistinliler ile akraba topluluk olan Mısırlıların; zor durumdaki Filistinlilere kapılarını açması ve destek vermesi bekleniyor.
Mısır ise çok kesin bir dille Filistinli sığınmacı kabul etmeyeceklerini açıkladı. Bu tutum tepki çekse de rasyonel bir devlet politikası olarak da değerlendiriliyor.
Mısır’ın bu konudaki gerekçesi ve tedbirleri ise aslında çok önemli dersler içeriyor. Bu içeriğimizde Mısır’ın Filistin’e karşı kapalı sınır politikasının tarihsel gerekçesini anlatacağız.
Süreci doğru şekilde aktarabilmemiz için 2012 yılına dönmemiz gerekiyor. Mısır’da iktidara gelen Müslüman Kardeşler, kısa zaman içinde ülkede geniş çaplı protestolara yol açtı.
Mursi’nin destekçilerini sokağa çağırması sonrası iyiden iyiye çatışma ortamına giren Mısır’da korkulan durum gerçekleşti ve Ordu yönetime el koydu.
Mursi devrilmişti devrilmesine ama temsil ettiği halk kitleleri ve İslamcı İhvan Hareketi ülkede hala büyük bir kesim tarafından destekleniyordu.
Mısır, Müslüman Kardeşler’in var olmadığı bir gelecek istiyordu. Bunun için ülkede bu hareketi besleyecek ve büyütecek tüm girişimlere karşı savaş açıldı.
Filistin’de uzun bir süredir İsrail’e karşı direniş faaliyetlerini kendi kontrolünde tutan Hamas, ideolojisi itibarıyla Mısır’da askeri müdahale ile devrilen İhvan’ın yani Müslüman Kardeşler’in uzantısı olarak görülüyor.
Mısır bu devlet politikasında o denli kararlı ki, hem din hem mezhep hem de etnik olarak akraba konumunda olduğu Gazzeli Filistinlilerin ne pahasına olursa olsun ülkeye girişine izin vermiyorlar.
Gazze’yi Mısır’a bağlayan Rafah Sınır Kapısı kapalı durumda kalmaya devam ederken Mısır yönetiminden yapılan açıklamalar bu tutumlarından taviz vermeyeceklerini gözler önüne seriyor.